Hayatın gerçekten tekerrürden ibaret olduğunu düşünmekteyim. Aynı
olaylar farklı kişilerle de olsa sürekli tekrarlanıyor. Sadece sizin olaylara
karşı tepkiniz, tutumunuz farklı neticeler doğuruyor. Bu durum elbette insanı
yoruyor; fakat belki de bu sayede insan değişim sürecini değerlendirebiliyor,
kendini geliştirebiliyor, karakterini tanıyabiliyor veya birlikte yola devam
edeceği arkadaşlarını daha doğru seçebiliyor....
Her bireyin karakteri farklı olduğundan yargı değerlerinde
de farklılıklar oluyor. Bir olaya ya da bir davranışa karşı farklı, binlerce iyi
ya da kötü eleştiriler alabilirsiniz. Önemli olan öz eleştirinizdir; çünkü siz de
karakteri diğerlerinden farklı olan bir bireysiniz. Bu durumda da kendinizi en
iyi eleştirebilen, karakterinizi herkesten daha iyi bilen yine "siz" olmalısınız.
Bizler en büyük hatayı genelde başkaları tarafından
eleştirildikten sonra, kendimizi eleştirmekle yaparız ve sonucu da başkalarının
doğrularını kabul etmek ya da kendimize körü körüne bir savunma kalkan
oluşturmak olur. Adımları tersinden uygulamamız halinde, zaten durumun iyi ya da
kötü eleştirisini kendi içimizde yaptığımızdan her türlü eleştiriye açık olur
ve zaten bildiğiniz şeyleri duyduğunuzdan dolayı gereksiz savunmalar ya da
kabullenmeler yerine, olayı zenginleştirecek yönleri görmeye başlarız. Her eleştiri
ile kendinize bir şeyler katar ve bunları farklı perspektifler olarak düşünerek
var olanı zengileştirme aşamasına geçersiniz.
Unutulmaması gereken şudur aslında; “ Hayatta her şey
risktir. İnsanların yargı değerlerine göre değil; içinizden geldiği şekilde
yaşamalısınız. Nasıl olsa her durumda yargılanacaksınız; hiç olmazsa kendi
doğrularınızla ve bu doğruların verdiği hazla yargılanın.”