12 Aralık 2013 Perşembe

Hayatın gerçekten tekerrürden ibaret olduğunu düşünmekteyim. Aynı olaylar farklı kişilerle de olsa sürekli tekrarlanıyor. Sadece sizin olaylara karşı tepkiniz, tutumunuz farklı neticeler doğuruyor. Bu durum elbette insanı yoruyor; fakat belki de bu sayede insan değişim sürecini değerlendirebiliyor, kendini geliştirebiliyor, karakterini tanıyabiliyor veya birlikte yola devam edeceği arkadaşlarını daha doğru seçebiliyor....



Her bireyin karakteri farklı olduğundan yargı değerlerinde de farklılıklar oluyor. Bir olaya ya da bir davranışa karşı farklı, binlerce iyi ya da kötü eleştiriler alabilirsiniz. Önemli olan öz eleştirinizdir; çünkü siz de karakteri diğerlerinden farklı olan bir bireysiniz. Bu durumda da kendinizi en iyi eleştirebilen, karakterinizi herkesten daha iyi bilen yine "siz" olmalısınız.

Bizler en büyük hatayı genelde başkaları tarafından eleştirildikten sonra, kendimizi eleştirmekle yaparız ve sonucu da başkalarının doğrularını kabul etmek ya da kendimize körü körüne bir savunma kalkan oluşturmak olur. Adımları tersinden uygulamamız halinde, zaten durumun iyi ya da kötü eleştirisini kendi içimizde yaptığımızdan her türlü eleştiriye açık olur ve zaten bildiğiniz şeyleri duyduğunuzdan dolayı gereksiz savunmalar ya da kabullenmeler yerine, olayı zenginleştirecek yönleri görmeye başlarız. Her eleştiri ile kendinize bir şeyler katar ve bunları farklı perspektifler olarak düşünerek var olanı zengileştirme aşamasına geçersiniz.


Unutulmaması gereken şudur aslında; “ Hayatta her şey risktir. İnsanların yargı değerlerine göre değil; içinizden geldiği şekilde yaşamalısınız. Nasıl olsa her durumda yargılanacaksınız; hiç olmazsa kendi doğrularınızla ve bu doğruların verdiği hazla yargılanın.”